10 Temmuz 2013 Çarşamba

Surabaya Virüsü



Yanlış hatırlamıyorsam 21 Haziranda tanıştım Surabaya virüsü ile. Normal koşullarda bilgisayarımı açtığımda karşıma parola ekranı çıkar. Bu kez öyle olmadı. Fotoğraftaki ekranla karşılaştım. İngilizce kısmı okudum da geri kalan kısım sanki rastgele yazılmış gibiydi. Entera bastım, parolamı girdim, bilgisayarım açıldı. Görünürde hiçbir sorun yoktu. Yavaşlama falanda yoktu. İnternetten araştırmaya başladım.

Öncelikle ekrana çıkan yazında rastgele dediğim kısımlar Malezya diliyle yazılmış bir şiirmiş. Baya sempatik bir virüs aslına bakarsanız
J Doğum günü olduğunu, yalnız olduğunu bu mesajı bilgisayarıma yollayıp arkadaş olmak istediğini ona şarkı hediye edersem ve konuşursam kendiliğinden beni terk edeceğini söylüyormuş. Pis yalancı J

Virüs usb bellek aracılığıyla bilgisayarla bulaşıyor ve tüm dosyalara sızıyormuş. Asıl amacı nedir bilmiyorum. Arkadaş olmak istemediği kesin ama.

Nasıl kurtulsam?

Bilgisayara oyun kurabilenlere bile bilim adamı gözüyle bakan ben bir virüsle nasıl savaşacaktım? İnternette öyle karmaşık şeyler yazıyordu ki benim için anlamam, yapmam imkansız. Edizle konuştum o da telefondan bana anlatarak yapamayacağımızı söyledi. Format atarız falan dedi ama ben hemen bitsin gitsin istiyordum. Google’ın bana sunduğu imkanlar dahilinde araştırıp durdum. Sonunda aradığımı buldum.

Sistem geri yükleme!

Benim nasıl aklıma gelmedi. Bilgisayarı iki gün geri aldım ve kurtuldum. Tabi ki tam anlamıyla silinmemiştir. Yani bilemiyorum ama ben bilgisayarı açarken kimse bana şiir yazmıyor artık
J

Surabaya virüsüne karşı sistem geri yükleme aklınızda bulunsun dahası için google yolları taştan J


Sevgiler.

DİP NOT:
Surabaya, Endonezya'nın en büyük ikinci şehri ve Doğu Cava bölgesinin başkentidir.




8 Temmuz 2013 Pazartesi

Emily Dudak Kalemleri


Bu aralar sıkça kullandığım iki adet dudak kaleminden bahsetmek istiyorum size J Pastel tonlarda rujlar moda olduğundan beri çok hoşuma gidiyorlar. Ancak istediğim tonda bir ruj bulamamıştım kendime. Bulduğumda da çok pahalı gelmiş, paraya kıyamamıştım.

Emily’nin bende şeker pembe bir dudak kalemi vardı. Yine istediğim tonda bir ruj bulamadığım zaman imdadıma yetişmişti
J  ve çok memnun kalmıştım. Geçen Gratisteyken gözüm Emily kalemlerin olduğu yere takıldı. İçlerinden fotoğraflardaki iki rengi aldım. Yine çok memnunum. Rujla pek aram yoktur ama alalı iki üç hafta oldu ve ne zaman dışarı çıkacak olsam sürüyorum. Yazmaya, paylaşmaya değer diye düşündüm. Henüz Emily dudak kalemleriyle tanışmadıysanız şiddetle öneririm.


Öncelikle yapıları ne çok sert ne çok yumuşak, tam kıvamında ve sürümü çok rahat. 36 ay ömürleri var. Her hangi bir kokuları veya tatları yok. Akma kokma yapmıyorlar. Matlar. Fiyatı da yanlış hatırlamıyorsam 2 veya 2 buçuk liraydı.

Ben dudağımı öncelikle bu kalemlerle boyayıp daha sonra üstüne bir dudak nemlendiricisi veya parlatıcı sürüp kullanıyorum. Bazen tek tek, bazen ikisini karıştırarak kullanıyorum ehehe.

Şu an seviyeli bir birlikteliğimiz var J

Sevgiler.

D
İP NOT: Fotoğrafları flaşsız ve gün ışığında çektim.

Madem rujdan, dudaktan bahsettik o zaman 1973 yılında kurulan KISS grubunun 1979 yılında çıkardığı DYNASTY albümünün hitlerinden I WAS MADE FOR LOVİNG YOU parçası tüm okuyucularıma gelsin J


Nirdesing?

Uzun zamandır elle tutulur bir yazı yazmadım. Yeni iş, direniş, sıcaklar şu bu derken Deniz yazmayı unuttu. Şimdi buzlu yeşil çayını yudumlayarak bu yazıyı yazıyor J

Aslında geçen hafta çok yazasım vardı. Ancak sağ bileğimdeki abuk ağrı yüzünden sağ elim 5-6 gün çevrimdışıydı. Aslında ağrım hala geçmiş değil. Nedir benim bu bilek ağrım anlayamıyorum ki. İki ayda bir burkulmayla damar damar üstüne binmiş gibi karışık bir ağrı mutlaka ziyaretime geliyor. Hayırlara gitsin.

İşin gücün arasında bir de havuz kaçamağı yapma fırsatı buldum Eka sayesinde. Eka askeriyenin yerlerine girebiliyor ve yanında misafir götürebiliyormuş, beni davet etti ve bende bu vesileyle sezonu açmış bulundum. Fenerbahçe de ki yere gittik. Kocaman bir havuzu varmış. Askeriyenin yeri deyip geçme tatil köyü gibi. Tertemiz ve düzenli bir yer. Ekayla sabahtan gitmiştik. Şansımıza hava geç açtı. Bizde şezlonglara yatıp muhabbet ettik. Sonunda güneş açtı. Biraz yüzdük biraz güneşlendik ve evlerimize döndük.
Nasıl formdan düşmüşüm anlatamam halbuki yürüyüş falan yapıyorum ama yalanmış meğer. Koca havuzu sanırım olimpik diyebiliriz. Baştan sona yüzebilmek için ki kere mola vermem gerekti. Ama çok eğlendik çok güldük
J

Şu an çamaşır makinesi durdu. Ben gideyim çamaşırlarımı asayım J Asıl ütü yapmam lazım ama hava çok sıcak.

Bu arada geçen babam geldiğinde evin pencerelerine sineklik taktırdık, nasıl mutluyum. Çünkü ne zaman pencereyi açsam eve tuhaf arılar, başparmağım kadar sinekler giriyordu. Elimde böcek ilacı, çığlık ata ata evde koşuşturuyordum. Ben onun kaç katıyım, evet biliyorum, ama korkuyorum işte. Bu yüzden evde hiç pencere açmıyor, neredeyse yirmi dört saat klima çalıştırıyordum. İflasın eşiğine geldim tabi ilk ayda, elektrik faturasını görünce. Şimdi pek mesudum oh mis! Sineklik canmış J

Sevgiler...

mis gibi bir direniş şarkısı



1 Temmuz 2013 Pazartesi

bloglovin bilmecesi?

Allah biliyor ya hiç anlamadım şu google reader kapanıyor bloglovin şeapalım olayını. Neyse. Çağın gerisinde kalmamak adına bir şeyler yapmaya çalıştım. 

Otuz yedi takipçim var hepsi benim canım :)

Güncel olarak okunuyor muyum bilmiyorum ama okuyan, yorum bırakan, paylaşan, herkese çok teşekkür ederim.

Eğer Deniz'in Kalemiyle ciddi düşünüyorsanız bloglovine de beklerim :) ehehe