30 Ekim 2012 Salı

istifa


2 yıl 2 ay 5 gün süren iş hayatımı bugün sonlandırıyorum. Bugün hayatımda ilk defa istifa yazacağım. Mağaza ve giriş kartlarımı teslim edeceğim. Saat sekizde mağazadan çıktığımda adımımı yeni bir hayata atacağım.

28 Ekim 2012 Pazar

Deniz'in saatle imtihanı



Sene 2010 yine bir kış saati uygulaması zamanı. Telefonumu yeni almışım memnun değilim pek haşır neşir değiliz. Benim süpersonik telefonum meğersem saat ayarını kendi yapıyormuş bir de ben geriye aldım. Evde ki saatleri geri aldım. Sonra annemlerle telefonlaştık. Annem direk saatleri geri aldın mı? dedi. Beraberken hep onlar hallederdi bu ileri geri işlerini. O an telefonumu iki kere geri aldığımı fark ettim sonra diğer saatleri cep telefonuma göre iki saat geri aldığımı düşündüm. Hepsini iki saat ileri aldım. 
İyice kafam karıştı. Saat ikide işe gideceğim “Naaptım ya la ben” “Saat kaç?” çıldıracağım her saat farklı telden çalıyor. En son televizyondan Ntv’ye mi ne baktım. Aha geç kalıyorum. Apar topar çıktım evden. İşe 15-20 dakika geç kalmıştım. Ve bu benim ilk geç kalışımdı. (yeri ayrıdır) Müdürüm inanmamıştı söylediğime. Anlattığım o kadar karışıktı ki zaten. Ama keyfimden geç kalıyor olsam yaptığım bu aptallığı ona anlatmazdım. Çok moralim bozulmuştu inanmayınca. Ben yalan söyleme alışkanlığı olan biri değilim kaldı ki. Neden bu aptallığımı sana söyleyeyim. Otobüs kaçtı derdim. Ama tüm salaklığımı sana anlatıyorum. Bana “bir gün ünce hatırlattım Deniz hanım nasıl şaşırdınız anlayamadım” dedi. 2010 saat karmaşası böyle bitti. 
2011 senesinde ailem evdeydi ve tüm saatlerin hakkından geldiler :)
Gelelim bu seneye. Dün depodaki dolabın üzerinde kış saati uygulaması zart zurt diye bir yazı asılmış. Okur okumaz “geldi mi la o lanet gün” dedim. “İnşallah unutmam eve gider gitmez geri alayım”dedim. Der demez unuttum bunu. Akşam eve geldim. Sergül’ün spagetti çerezinden yaptım. Dizi izledim. Uzandım. Tost yaptım, ben bilmem eşim biliri izledim. Hiiç aklıma bile getirmedim saat olayını.
Sabah çok zor uyandım aslında aklımda erken kalkıp çamaşır yıkamak vardı. Biraz etrafı toparlarım falan dedim ama dokuz buçukta anca çıktım yataktan. Saat 11de evden çıktım. Bugün ki shiftim 12-8. Yine apar topar attım kendimi. Ne suratıma bir şey sürebildim ne adam gibi giyinebildim. Apartmandan çıktım. Güneş gözlüğümü taktım. Telefonumu çıkardım o da ne saat 10.08. O anda durakaldım. Beynim fıııjjjt geriye gitti. Şu kelebek etkisi filminde ki gibi. 
Saat 
Geri
Kış
Uygulama
Unutma
Paldır küldür eve çıktım Ntv’yi açtım. Saat 10.10du. Sinirimden ayaklarımı yere vurmak, zıplamak istedim. Ya bir insan saat uygulamasından bu kadar çekinir mi? Her sene sorun yaşar mı? Alacan kısa çubuğunu saatin bir önceki sayıya çekecen bitti la.
Aptal dediğinizi duydum deyin anam. Haklısınız. 
Ama önümüzdeki saat uygulamasına çok sıkı hazırlanıyorum bilesiniz :)
Şimdi saat gerçekten 11. işe gidiyorum canlar. Sevgiler :)

27 Ekim 2012 Cumartesi

Sergül'ün Spagetti Çerezi

Bugün işten 20.00de çıktım. Sabahtan beri pek iştahım yok. Çay molam da birazcık fındık yedim yemek molam da önce mağazaları gezdim falan, sonra acıkırsam diye bir sosisli sandviç yedim. Eve geldim canım yemek yemek istemiyor. Keşke cips falan alsaydım dedim. Market evime yakın ama çok üşendim gitmeye. 



Önce televizyonu sonra bilgisayarı açtım. Youtubeda Sergül yeni videolar yüklemiş başladım izlemeye. En son Yoshiyle beraber yaptığı spagetti çerezi videosunu izledim. İşte bu dedim :) Hemen yapmaya koyuldum. Her şey çok ayrıntılı hiç zorlanmadım yaparken. Tadını beğendiğime göre tutturdum kıvamı demektir :) 


Sergül ve Yoshi candır. Güzel tarif için çok teşekkürler :)

Sergül'ün bloğu - Yolun Neresindeyim





25 Ekim 2012 Perşembe

bos gün


Geçtiğimiz pazartesi günü mağazada saat 8de toplantı yapıldı. Tabi benim kalkmam, hazırlanmam, zart zurt saat 6.50de kalkmam gerekti. Bugün onun acısını çıkardım ve yataktan saat 14.40ta mı ne kalktım :)
Şu an kafam kazan gibi haliyle. Evi derlemek toparlamakla ilgili uzuuun bir yapılacaklar listem var ama önce buraya bir şeyler karalamak istedim. Henüz ayılamadım mı desem ne desem :) 
İşten ayrılmama 6 gün kaldı. Mağazalarda ki yeni atamalardan sonra her gün başka bir saçmalık, başka bir angarya üretiyorlar. Ve ben gittikçe verdiğim karardan daha emin olmaya başlıyorum. Gittikçe daha huzurlu ve içime sinen bir hal alıyor, işten ayrılma ve tiyatro eğitimime başlama kararım.
Dün, bugün ve yarın izinliyim. Odamı bakıma almıştım ki bu başka bir yazı konusu olur :) Boyanacak bir duvarım var. Daha sonrada raflarımı ve çalışma masamı oraya yerleştirmem lazım. Her şeyi tiyatro akademisine başlamadan bitirmiş olmayı diliyorum :)
Saç düzleştiricimle ilgili enteresan olaylar yaşıyorum onu yazmak istiyorum ve pronet’le ilgili ve çalışma alanım bittiğinde onunla da ilgili. Tatilimle ilgilide bir yazı ooo bıdı bıdı bu liste uzar. 
Azıcık çalışayım şimdik canlar :) 
Sevgiler.

19 Ekim 2012 Cuma

simdi bir baslık bulamayacagım.


Yazmayalı bin sene oldu yine. Nasıl başlayacağımı falan düşünüyorum iki saattir. Yani bu bir trip falan değil. Aklımda bir sürü şey var. Klavyeye dokunduğumda hepsi beynimden geçiyor bir anda. Ancak başlamak için doğru tuşa dokunamıyorum. Derken hoop birinci paragraf bitti.
Son yazımı 15 eylülde yayınlamışım. 15 eylülden bugüne hızlı bir deniz turu yaparsak. Yıllık iznime çıktım, bodruma gittim, kendime bir tiyatro akademisi buldum, bodrumdan döndüm, işe başladım, 31 ekimden sonra işi bırakacağımı söyledim, tiyatro akademisine kaydoldum. Böyle yazarken ne kadar güzel görünüyor. Kız sonunda o lanet ettiği işten ayrıldı hep hayal ettiği eğitimi alacak. 
Yok anam. Yaklaşık üç aydan beri iş başvurusu yolluyorum her yere. Hiç biri geri dönmedi. Bu işte hala asgari ücretle ömür çürütemem deyip koca koca planlar yapıyorum. Oda ne aa işten ayrılmasaydın biz seni şef yapacaktık zart yapacaktık, zurt yapacaktık. Kaderime bacağım girsin. İşten ayrılacağımı söyleyip 3-4 gün bekledim belki bir şey derler diye. Yok kimseden ses yok. Gittim okulun tüm ücretini yatırdım. Ertesi gün mağazadaki değişiklikler terfiler açıklandı. Koordinatör gözümün içine baka baka “sizde çok iyi yerlere geleceksiniz değişikliklerimiz devam edecek biliyorsunuz yeni şubeler açıyoruz Anadolu yakasında da.” 
Daha sonra iş yerinden, abim dediğim, dostum olduğunu düşündüğüm biri istifamı duyunca “Deniz keşke bir 15 gün önce konuşsaydık, seni ikinci müdür yardımcısı yapacaklardı, yeni şubeye seni düşünüyorlardı” başımdan aşağı kaynar sular yok yok, kezzap döküldü. Abi konuşsaydın, kim tuttu seni. Sinirlerim çok çok bozuldu onunla konuştuktan sonra. İnsan bir haber uçurmaz mı ya? Efendim herkes ne kadar akıllı ama “ okula yatırdığın paranı geri al, kal burada” yok ya bunca çiğliği yaşadıktan sonra kitabevini üstüme yapsalar kalmam. 
Alışveriş merkezinde bir ömür boyu çalışamazdım. Kıdem arttıkça ayrılmak daha zor olacak, beklentilerim artacak, hiçbir şeyi beğenmez olacaktım. Kaldı ki kitabevinin sefasını süreceğim diye hayallerimi bırakamazdım, belki tiyatro için yetenek yok bende, belki pişman olacağım, belki şu belki bu ama denedim diyeceğim. Varsayımlar ortadan kalkacak. Bulacağım hiçbir iş remzidekinden daha aşağı koşullarda olamaz. Adamlar asgari ücret veriyor. Taktir yok, güler yüz yok, teşekkür yok, emeğe saygı yok. Hiçbir şey beceremezsem de bundan kötü bir noktada olamam. 
Yeni bir işe girersem insanlarla asla samimi olmayacağım. İş seviyesinde bırakacağım. Gerçi yapamam biliyorum, ama tüm bu yaşadıklarım aklımın bir köşesinde olacak.
Yukarıyı okudum sinirimle yine hödö hödö anlatmışım. Bu muhabbetin daha bin kolu var. Daha ne kırıklar var. Ama o kadar çok insana ince ayrıntılarıyla anlattım ki. anlattıkça sildim. Anılarımı ve insanların çiğliklerini. 
Şimdi ben okulundan mezun olduktan sonra bir süre remzi kitabevinde beklemiş bir çalışanım. Ötesi yok. Hayallerimi gerçekleştirecek maddi manevi gücü buldum. Ve bekleme yerimi başka arkadaşlara bırakıyorum. Ben orada çok özverili, hep güler yüzlü, neşeli çalıştım. Tüm kaprisli, suratsız insanlara rağmen. Bu benim kimse takdir etmese de ben yaptım bunları, ben biliyorum. Şimdi yeni hayatıma başlamanın zamanı 12 gün sonra bu macerayı bitiriyor ve bir sayfayı kapatıyorum.

Not: Yukarıda yazılanlardan tek kelime bile anlaşılmayabilir :) çok sinirli ve kırgın olduğum bilinsin. Dediğim gibi aklımda çok şey var ama hepsi birden dökülünce anlaşılmıyor. Sadece bana şans dileyin yeni okulum için. Ve asla bir alışveriş merkezinde çalışmayın :) sevgiler.

hepimiz buraya çıplak geldik